Orhan Bali: “İKTİDARLARIN HUKUKİ DAYANAĞI”
Diğer Haber Kategorileri
Orhan Bali: “İKTİDARLARIN HUKUKİ DAYANAĞI”
Monarşi ve oligarşide fiili iktidar, demokratik cumhuriyette hukuki iktidar; monarşi ve oligarşide dayatma, demokratik cumhuriyette hak ve hürriyet vardır. Yöneten halkın vasisi değil hizmet edenidir. Monarşi ve oligarşide halka rağmen gücü ele geçiren kimse veya kimseleri, kılıç gücü, ekonomik gücü ve din adamları meşrulaştırmış ve halkın kabulünü sağlamışlardır. İktidar sahibi ile din adamları devamlı iş bölümü yapmış ve sultanlar siyaseten, ulema denilen din adamları da dini yönden halka vasi olmuşlardır. Krallara papaz kilisede taç giydirir, padişaha da şeyhülislam camide kılıç kuşandırırdı. Bu da iş birliğinin en iyi delilidir. Demokratik cumhuriyette kulluk Allaha karşıdır. Sultanlıkta insanlar sultanın kuludur.
Ancak insanlar elde ettiği imkânları kaybetmemek için bu duruma razı olmuşlardır. Toplum olarak bir araya gelme imkânlarının olmaması veya güç olması gibi sebepler de vardır. En mühimi de hâkim olan ve hükmedenlerin bu hâkimiyeti ele geçirmek ve korumak için tarih boyu yaptığı katliamlar, cinayetler, yalanlar, hileler, desiselerden çekinilmemesi, iktidar için babanın oğlunu, oğlunun babasını, kardeşin kardeşi katletmesi ve bu hususta kanun dahi çıkarılması, ayrıca bu durumları din adamlarının çekinmeden meşrulaştırmaları da etkili olmuştur.
İNSANIN DEĞERİ
Bu rejimlerde insanın değeri yoktur. Allah “bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş olur” dediği halde bu rejimlerde en ucuz şey insan hayatı olmuştur. İnsanın yaratılışına ve onuruna en uygun olan demokratik cumhuriyette insanlar bir değer olduğunun ve saygı gösterilmesi gerektiğinin bilincindedir. Bu rejimde insanlar horlanmaz, aşağılanmaz, ötekileştirilmez. Kendisine, ailesine etnik kökenine, inancına, diline, örfüne, geleneğine saygısızlık yapılmaz. Aksi durum demokratik rejimin ihlalini, insanların kinlenmesini ve yeri geldiğinde tepki vermesini doğurur.
DEMOKRATİK CUMHURİYETE ÇEKİNCESİ OLANLAR
Bazıları demokratik cumhuriyeti benimsediğini iddia etse de bazı çekinceler ortaya koymaya kalkışır. Bu durum kendini üstün gören din bezirganlarında da, kibirli entellerde de vardır. Birinciler “seçim olsa bile yöneticiyi ulema seçer”, diğeri ise “cahil köylüler, tahsilsizler oy vermemeli” derler. Halbuki halkın isabetsiz seçim yaptığı, yanıldığı nadiren görülmüştür. Asırlarca tek elle yönetilmiş bir toplumda birden bire “sokaktaki insan gelecek, oy kullanacak, âlimin veya entelin oyu ile aynı değerde olacak, kendilerini idare edenleri seçecekler” olgusu bu zümreler için kabulü mümkün olmayan bir durumdur.
DEMOKRATİK CUMHURİYETTE İNSAN HAKLARI
Demokratik cumhuriyette insan hakları, hukuka dayalı ve hukukun üstünlüğü esas olan bir devlet yapılanmasıdır. Monarşi ve oligarşide de bir anayasa vardır. Meşru ya da gayrimeşru iş yapsın her toplumun, hatta haydut toplumunun da bir anayasası yani uymakla mükellef oldukları ana esaslar vardır. Ancak rızaya dayanmayan, güçlünün dikte ettiği kaideler olduğu için meşru değillerdir. Monarşi ve oligarşide insanların birbirine üstünlük iddiasında bulunmaları, soylu sınıfı, üstün insan, kutsal varlık gibi meziyetlerin benimsetilmeye çalışması zihniyeti vardır. Demokratik cumhuriyette tüm insanlar kanun önünde eşittir. Üstünlük bilgi ve beceridendir. Allah “bilenle bilmeyen bir olmaz” demiş ve bunu tüm insanlar için söylemiştir. Tabi ki bilen bilmeyenden üstün olacaktır, ancak bu bilgisiyle sınırlıdır.
(Yarın: İSLAMDA DOĞMA)