Prof. Dr. AYŞE BALAT ile Sağlık Alanında Yapılan Hizmetleri Konuştuk: “Sağlık-Eğitim-İyi Hekim Olmak”
Diğer Haber Kategorileri
Prof. Dr. AYŞE BALAT ile Sağlık Alanında Yapılan Hizmetleri Konuştuk:
“Sağlık-Eğitim-İyi Hekim Olmak”
Röportaj: M. Erhan Durukan - Ş. Gamze Durukan
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Balat ile makamında görüşüyoruz:
“Sayın Hocam, ‘Sağlık turizmi’ alanında ülkemizde ciddi adımlar atılıyor, bu alanda sizlerin ne gibi plânları var?”
“Dünyanın globalleşmesi, seyahatlerin kolaylaşması, kaliteli sağlık hizmeti arayışı sağlık turizminin giderek önem kazanmasını sağlamıştır. Doğal olarak bireyler dünyanın herhangi bir yerinde özellikli ve kaliteli hizmet veriliyorsa oraya ulaşmaya çalışmaktadır. Gaziantep Üniversitesi bu arayışa hitap edebilecek önemli merkezlerden biridir. Sağlık hizmetlerinin hemen her alanında yetenekli, özverili, işine saygılı öğretim üyeleri, hemşireler ve diğer yardımcı sağlık personelimiz bulunmaktadır. ‘Sağlık Turizmi’ konusunda devlet üniversiteleri arasında Türkiye’de ilk üçteyiz. Antalya Akdeniz Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi. Hastalarımız özellikle Irak, İran, Suriye, Lübnan, Mısır, Gürcistan ve Azerbaycan’dan geliyor. Hatta Avrupa ülkelerinden gelen hastalarımız oluyor. Özellikle Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız tedavi için üniversitemizi tercih edebiliyor.
Sağlık turizmi kapsamında gelen hastalar özellikle böbrek nakli için üniversitemizdeki ‘Kahraman Eruslu Böbrek Nakli Merkezi’ni tercih ediyorlar. Böbrek nakli hastanemiz 50 yataklı, böbrek veren ve böbreği alan kişilerin aynı odada, konforlu şartlarda takip edildiği bir hastanedir.
Türkiye’de ilk ve tek ‘Böbrek Nakli Hastanesi’dir. Hastane içinde, yapılan ameliyatların dünyanın her yerinden online izlenebileceği kapasitede 2 adet dijital ameliyathane ve 7 yataklı yoğun bakım odası mevcuttur. Mart ayından beri ülkemizde en çok tercih edilen merkez olmuştur. Ekim 2023’den itibaren 130 nakil gerçekleştirilmiştir. Bu merkez sadece Gaziantep’e değil, bölgeye ve Sağlık Turizmi kapsamında gelen yurt dışı hastalara hizmet vermektedir.
Yine işitme cihazları ile ilgili implantasyon konusunda hizmet veren en önemli merkezlerden biriyiz. Kornea nakli ve temininde ülkemizde ilk iki arasındayız.
Dolayısıyla sağlık turizminde özellikle Orta Doğu için aranılan merkezlerden biri olmamız için bir engel göremiyorum. Sadece mevcut potansiyelin iyi tanıtılması gerekiyor. Bizler de bunun için gerekli özeni göstereceğiz.”
“Böbrek Nakli Hastanesi’nin Türkiye’de ilk ve tek olduğunu söylediniz? Bu girişim nasıl başladı, söz edebilir misiniz?”
“Üniversitemizde böbrek nakli konusunda oldukça deneyimli öğretim üyelerimiz ve değerli sağlık çalışanlarımız mevcut. Nitekim Covid-19 pandemisinin olduğu dönemde dahi üniversitemiz böbrek nakline devam etmiş ve Antalya’dan daha fazla böbrek nakli yapılmıştır. Bu özverili çalışmaları dikkate alarak bir hayalkurduk ve dedik ki; ‘Acaba tamamen böbrek nakli yapan bir hastanemiz olsa, konforlu bir alt yapıya sahip olsa, hem hasta hizmeti hem de eğitim verse ve ülkede, bölgede tercih edilen bir merkez olsa!’. Yaklaşık iki yıl önce bu hayalle başladık ve eski kullanılmayan bir binamızı tamamen restore ederek yukarda söz ettiğim özelliklerde konforlu bir böbrek nakli hastanesine kavuştuk. Bu Türkiye’de ilktir. Çoğu üniversite ve özel sağlık kuruluşlarında organ nakli merkezleri vardır ama böbrek nakli hastanesi olarak ayrı bir hastane bulunmamaktadır. Dileğimiz, gelecekte sadece hastalara hizmet değil, yurtiçi ve yurtdışından gelecek uzmanlara bu hastanemizde eğitim de verebilmektir.
Bu hastanenin kurulmasının çok özel bir diğer amacı daha var: Antep, sadece ticaret alanında değil, sağlık alanında da tarihsel bir öneme sahiptir. Nitekim 14. yy Antep âlimlerinden Bedrettin Ayni’nin tabiriyle ‘Küçük Buhara’ olarak anılmıştır. Sosyal ve kültürel anlamda, sanayi anlamında önemli özelliklere sahiptir. Osmanlı devletinin son dönemlerine kadar önemli bürokratlar ve alimler yetiştirmiştir.
Tarihsel sürece baktığımızda payitaht dışında tıpla ilgili kayıtların Sivas-Kayseri-Gaziantep şehirlerinde olduğunu görüyoruz. Bu da Antep’in o dönemde Anadolu’da tıp, özellikle cerrahi açısından önde olduğunu göstermektedir. Tarih boyunca önemini koruyan bu topraklarda 1539 yılında başarılı böbrek taşı ameliyatlarının yapıldığı tarihi belgelerde mevcuttur. Dolayısıyla Böbrek Nakli Hastanesi bir yerde köklü geçmişimize saygının ve bu kadim topraklarda tarihe karşı vefa borcumuzun bir göstergesidir.”
“Onkoloji hastalarını ana hastane binasına taşıyarak ciddi bir mağduriyeti giderdiğinizi biliyoruz. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?”
“Göreve başladığımız dönemde, sizlerin de bildiği gibi mevcut onkoloji hastanesi ana hastane binasından yaklaşık 7 km uzak bir konumdaydı ve istediğimiz düzeyde hizmet vermekte ciddi zorluklar yaşanıyordu. Bu hastalarımıza daha iyi hizmet verebilmek için mevcut hastanemizde alan açılması, daha sonra da kampüs içinde, ana binaya yakın bir Onkoloji Hastanesi’nin kurulması gerekecekti. Bu nedenle öncelikli olarak Çocuk Hastanesi’ne taşınma ile boşalan servisler bu hastalarımız için kullanıldı. Eş zamanlı olarak kampüs içinde bulunan ve inşaatı henüz tamamlanamamış, ana binamıza yakın bir depo binasının Onkoloji Hastanesi’ne dönüştürülmesi projesi hazırlandı. Bu binanın zemin katı en modern radyoterapi cihazlarıyla donatılarak, yaklaşık bir yıllık sürede 80 yataklı bir Onkoloji Hastanesi’ne dönüştürüldü. Hastanemizin açılışı önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecektir. Şehrimize ve bölgemize hayırlı olmasını diliyorum.”
“Göreve geldikten sonra bir yıl içinde hizmete açtığınız Gaziantep Üniversitesi Çocuk Hastanesi için çok gayret gösterdiğinizi biliyoruz. Bunun hikâyesini bir çocuk hekimi olarak sizden dinlemek isteriz. Ayrıca bu hastane hangi alanlarda bölgemize hizmetler sunacaktır?”
“Bu soru için çok teşekkür ediyorum. Çocuk hekimi olmam nedeniyle öncelikli olarak Çocuk Hastanesi ve tarihçesinden söz etmek isterim. Bu hastanenin tarihçesini en iyi bilenler, benim de içinde olduğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri ve o dönemdeki rektörümüz sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’dur. Her çocuk hekimi, bütün yan dallarıyla, fiziki koşullarının hem hasta hem de hekim için uygun olduğu bir çocuk hastanesinde görev yapmak ister. 2007-2010 yılları arasında Tıp Fakültesi’nde Dekanlık görevimi yaparken, çalışma arkadaşlarımla birlikte, ‘Gaziantep Üniversitesi bünyesinde bir çocuk hastanesi olmalıdır’ fikrini olgunlaştırarak Devlet Planlama Teşkilatı’na başvurduk. Bu başvuru kabul edildi ve süreç başladı. 2015 yılı sonunda hastanenin ihale işlemleri tamamlanmış, ancak binanın yapımına 2017 yılında başlanabilmişti. Binanın planlanan bitiş tarihi 17 Mart 2018 olmasına rağmen, göreve başladığımız Ekim 2020’de bina inşaat işlerinin yaklaşık % 60’ı bitirilmiş durumdaydı. Dekanlık yaptığım dönemde plânlanan ve heyecanla bitmesini beklediğimiz bu proje bir an önce tamamlanmalıydı. Nitekim 11 ay gibi kısa bir sürede, Rektörlük Makamı ve Başhekimlik ekibinin özverili, uyumlu, yoğun çalışmalarıyla, 29 Ekim 2021’de hizmete açıldı.
Bu hastane şehrimiz için oldukça önemlidir. Çünkü Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, maalesef bebek ölüm hızı en yüksek olan illerden biriyiz. Bu oranı azaltmak ve bütün çocukların önce sağlığını korumak, hasta olduklarında da en etkin tedavisini sağlamak hepimizin birincil görevidir. 250 yataklı, her türlü alt branşların olduğu çocuk hastanemizin bu alanda önemli bir boşluğu doldurduğu kanaatindeyim. Hastanemizde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı çatısı altında sağlıklı çocukların takibi ve acil hizmetlerin yanısıra, çocuk alerji ve immünoloji, endokrinoloji, gastroenteroloji, hematoloji-onkoloji, kardiyoloji, nefroloji, nöroloji, romatoloji, yeni doğan ve çocuk yoğun bakım üniteleri, çocuk ve ergen psikiyatrisi ve çocuk cerrahi alanlarında güçlü bir kadro ile şehrimize ve bölgemize hizmet vermekteyiz."
“ESPN Konsey Üyeliğiniz dışında Napoli Üniversitesi-Tıp ve Cerrahi Bilimler Akademisi’nin ‘Ömür Boyu Akademi Üyeliği’ne seçildiğinizi öğrendik. Bu konuda da bilgi verebilir misiniz?”
“Tıp ve Cerrahi Bilimler Akademisi; Tıp, Sanat, Edebiyat gibi çeşitli alanlarda bilimsel faaliyetlerin artırılmasını ve bilimin yayılmasını amaç edinen Napoli'deki dört önemli akademiden biridir. Bu akademinin geçmişi 1698 yılına kadar uzanmakta ve oldukça prestijli bilim insanlarından oluşan bir Genel Konsey tarafından yönetilmektedir. Onbeş ana İtalyan Akademisi’ni içine alan ve 1919'da Paris'te kurulan Union Académique Internationale'nin (UAI) bir parçasıdır ve İtalyan Devleti tarafından korunan 15 Akademiden biridir. Derneğin 366 üyesi olup, diğer ülkelerden alanında tanınmış sadece 5 yabancı üye kabul edilmektedir. Ben de bu beş yabancı üyeden biri olarak seçilmiş olmaktan şahsım ve ülkem adına onur duydum. Akademi’de aday gösterilirken yaptığım uluslararası çalışmalar, uluslararası 2 önemli dernekteki (Mediterranean Kidney Society ve International Associationforthe History of Nephrology) Başkanlık/Yönetim Kurulu Üyeliği gibi görevlerim, böbrek hastalığı olan Suriyeli sığınmacı çocuklar için yaptığımız hizmetler/çalışmalar nedeniyle büyük alkış aldım ve bu önemli akademinin ‘Ömür Boyu Akademi Üyeliği’ne seçildim. Bu yıl, 18 Kasım 2024’de Akademi’de konuşma yapmak üzere davet edildim.”
“Akademik hayatınızda benimsemiş olduğunuz temel ilke ve prensipler nelerdir?
“Ben, sevgi ve adaletin gücüne inananlardanım. Dürüstlük, güzel ahlak, liyakata önem verme, hak yememe ve hakkı yenenlerin de sesi olabilme ilkelerimden ödün vermedim. Farabi diyor ki; ‘Sevginin kurduğu devleti adalet devam ettirir’. Yönetim ve çalışma anlayışım; kurumumu severek, adil bir çalışma ortamı oluşturarak, sorunlara duyarlı ve çözüm odaklı çalışmaktır.”
“Görev yaptığınız süre boyunca deneyimlerinize dayanarak vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?”
“Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Arif Özaydın’ın yoğun çabası ve bizlerle olan kesintisiz destekleri ile başarılan yukarda söz ettiğim hizmetler; Çocuk Hastanesi’nin açılması, Böbrek Nakli Hastanesi’nin açılması, Onkoloji Hastanesi’nin devreye girmesi, bir yıl içinde Acil Travma Yanık Hastanesi’nin açılacak olması, çağımızın en önemli sorunlarından biri olan obezite ile profesyonel şekilde mücadele etmek için açtığımız ‘Obezite ile Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi’, bitkilerin tedavi için kullanımının ehil ellerde olması gerektiğine inanarak kurduğumuz ‘Fitoterapi ve Tıbbi Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi’ yönetim ekibimiz adına oldukça gurur vericidir.
Özellikle bu hizmetlerin Covid-19 pandemisi ve 6 Şubat 2023’de yaşadığımız asrın felaketi olan depreme rağmen yapılmış olmasını halkımızın ve siz değerli basın mensuplarının takdirlerine bırakıyorum. Bu kadar değerli hizmetlere Gazi şehrimizinde sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. Çünkü üniversitemiz hemen her branştan, alanında söz sahibi hekimlerimizin olduğu bir yer. Uzmanlık öğrencilerimizin olduğu bir yer. Ve bizler üniversite olarak iyi hekimler yetiştiren kurumlarız. Dolayısıyla üniversitemize, burada hizmet veren akademik kadrolara her zaman destek olunması gerekiyor.
Benim için öğretim üyeliği son derece önemlidir. Öğretim üyeliğinin en önemli amacı da; eğitimli, bilgili, kültürlü güzel insanlar yetiştirmek, iyi hekimler yetiştirmek ama her şeyden önemlisi de iyi insanlar yetiştirmektir. O nedenle bütün öğretim üyelerinin bu misyona sahip çıktığı, örnek üniversitelere sahip olmak en büyük arzularımızdan birisidir.
Gençlerimize en önemli seslenişim şu olacak: Önce iyi insan olmak gerekiyor. Her şeyi öğretebilirsiniz ama iyi insan olmak başka bir şeydir. Aileyle başlar, toplumla şekillenir, rol modellerle pekişir. Öğretim üyeleri öğrenciler için rol modeldir ve en iyi olmak zorundadır. Çünkü tıp fakülteleri sadece hekimlik öğretilerinin olduğu yerler değil, eğimin de olduğu yerlerdir. O eğitim ki ruhu yüceltmeli, hastaların sadece hastalıklarına değil ruhuna da dokunan iyi hekimler yetiştirmelidir.
Özetle, yüce önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı gibi ‘Eğitim, bilgi ve kültür aydınlığa açılan en geniş penceredir’.
Hepimizin bu aydınlık pencereye doğru yürümesi gerekiyor.”
“Sayın Prof. Dr. Ayşe Balat, okuyucularımız için kendinizden bahsedebilir misiniz?”
“İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’te tamamladım. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun oldum ve aynı üniversitede Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları alanında uzmanlık eğitimi aldım. 1994-1996 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Texas Children’sHospital, Houston, Texas’ta Çocuk Nefrolojisi alanında eğitim alarak 1998 yılına kadar İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, 1999-2016 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yaptım. Her iki üniversitenin de tıp fakültelerinde Çocuk Nefroloji ve Çocuk Romatoloji Bilim dallarını, diyaliz ünitesini kurarak aktif görev yaptım.
Akademik ve bilimsel aktivitelerimin yanı sıra idari görevlerde de bulundum; İnönü Üniversitesi’nde Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü, Başhekim yardımcılığı ve 2007-2010 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı. 2016-2020 yılları arasında İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yaptım. Ekim 2020’den itibaren Gaziantep Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı olarak yeniden göreve başladım.
Alanımla ilgili ulusal ve uluslararası birçok dernek üyeliğim olup bir kısmında aktif görev aldım. 2015-2018 yılları arasında Uluslararası Akdeniz Böbrek Derneği (Mediterranean Kidney Society)’nin Başkanlığını yaptım ve 2018'den itibaren sekreterlik görevini yürütmekteyim. 2022 yılından beri Uluslararası Nefroloji Tarihi Derneği (International Associationforthe History of Nephrology)'nin Başkanıyım.
Uluslararası ve ulusal hakemli bilimsel dergilerde yayınlanmış birçok çalışmam ve 2012 yılında uluslararası bir nefroloji dergisinin özel sayısında ve ulusal dergilerde Konuk Editörlük görevim bulunmaktadır. Birçok ulusal ve 22 uluslararası bilimsel toplantıya ‘davetli konuşmacı’ olarak katıldım.
2001yılında Türkiye’de ROCHE-Nefroloji Araştırma Ödülü’nü aldım. Diğer bilimsel kongrelerde de çalışmalarımızla ilgili ekip arkadaşlarımla beraber aldığımız ödüller bulunmaktadır.
2007 yılından başlayarak her yıl Mart ayının ikinci Perşembe gününde ‘Dünya Böbrek Günü’ etkinlikleri düzenleyerek böbrek hastalıklarıyla ilgili farkındalığı artırmaya çalışmaktayım. Bu etkinliklerin düzenleyicisi olarak Avrupalı çocuk nefrologları arasında ilk sırada yer almaktayım.
2023 yılında Napoli Üniversitesi Tıp ve Cerrahi Bilimler Akademisi’nin Yaşam Boyu Üyeliğine seçildim (Bu akademinin diğer ülkelerden sadece 5 yabancı üyesi bulunmaktadır).
Suriye’deki iç çatışmalardan sonra böbrek hastalığı olan Suriyeli mülteci çocuklarla ilgili farkındalık sağlamak için uğraş verdim. İlk olarak, Gaziantep'teki en büyük mülteci kamplarından birini ekip arkadaşlarımla birlikte ziyaret ederek, henüz belirti vermemiş ama tansiyonu yüksek olabilecek çocukları tespit etmeyi hedefleyerek 314 çocuğun tansiyonunu ölçtük ve 2018 yılında Lancet isimli oldukça önemli bir uluslararası derginin web sayfası için mülteci çocuklar hakkında kısa bir rapor hazırladık. Takiben Türkiye’deki bütün çocuk nefroloji merkezlerinin verilerini değerlendiren, geniş kapsamlı bir çalışmayı yürüterek literatürde bu konudaki ilk çalışmanın yayımlanmasını sağladık.
Ayrıca, akademik çalışmalarımın yanında bir kadın olarak genç kızlarımıza rol model olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının davetlisi olarak katıldığım toplantılarda ‘Kadının Toplumdaki Yeri’ni anlatmaya ve bu konudaki çalışmalara bilimsel destek vermeye çalışıyorum.”