Nükhet Ocak Balkan: “AHMET REFİK ERDURAN”

Nükhet Ocak Balkan: “AHMET REFİK ERDURAN”

Nükhet Ocak Balkan: “AHMET REFİK ERDURAN”

Ahmet Refik Erduran, 13 Şubat 1928’de İstanbul’da doğdu. Türk oyun yazarı, yayımcı ve gazetecidir.

Otuzdan fazla tiyatro oyunu yazmış bir oyun yazarıdır. 1950'li yıllarda Ertem Eğilmez ile birlikte çok satan kitaplar basan Çağlayan Yayınevi'ni kurup yönetmiştir. Erduran, 1965-1981 yılları arasında Milliyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 1986-2017 yıllarında Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi'nin başkanlığını yürüttü.

Kökleri Karamanoğulları Beyliği'ne dayanan bir aileden gelir. Dedesi, ağır ceza reisi Ahmet Erduran, babası asker ve avukat Hüsamettin Ahmet Bey'dir. Annesi ise Türkiye’de ilk resimli dergiyi çıkaran Maarifçi Mustafa Refik Bey’in kızı Refika Hanım'dır.

Erduran, çocukluğunu Salacak (Üsküdar)'ta bir yalıda dadıların gözetiminde geçirdi. İlköğrenimini Nilüfer Hatun İlkokulu ( o zamanki adıyla 15. İlkokul)'da tamamladıktan sonra öğrenimine Robert Kolej'de devam etti. İlk oyununu Robert Kolej'de iken yazdı ve oyun 1948 yılında okulun tiyatrosunda "Kahraman" adıyla sahnelendi.

Refik Erduran, Robert Kolej’den lisans derecesini aldıktan sonra 1947 yılında Tiyatro Tarihi ve Dram Bölümü'nde yüksek lisans eğitimi için Cornell Üniversitesi'ne gitti. Hayranı olduğu Nazım Hikmet'in cezaevinde hastalandığını ve durumunun kötüleştiğini öğrenince onunla tanışma arzusundan ötürü 1949 yılında Türkiye'ye döndü. Askerliğini Kore Savaşı sırasında Türk Tugayı’nda yedek subay olarak yaptı. Savaşta tercümanlık yapan Erduran, Türk tugayına gönüllü olarak katılmıştı. Kore Savaşı'ndan döndükten sonra asker arkadaşı Ertem Eğilmez ve devrin tanınmış gazetecisi Kemal Salih Sel'in oğlu Haldun Sel ile 1953 yılında Çağlayan Yayınevi'ni kurdu. Cep kitabı boyutlarında plastik kapaklı kitaplarla yayın piyasasında önemli bir başarı elde etti.

Erduran, 1954-1955yılları arasında TEF adlı haftalık mizah dergisini yönetti. Dergi, 1955'te kapandı (1960 yılında Ertem Eğilmez yönetiminde tekrar yayımlanmaya başlamıştır). Erduran, zamanla yayımcılık işlerini Ertem Eğilmez'e bırakıp asıl ilgi alanı olan tiyatroya yöneldi. Refik Erduran, Muhsin Ertuğrul'un isteği üzerine, oyun yazarlığı dersleri vermesi için Ankara Üniversitesi'ne davet edilen Amerikalı yönetmen Kenneth Mcgowan'a birkaç ay süreyle asistanlık yaptı. Bu kurslardan Aziz Nesin gibi değerli oyun yazarları faydalandılar.

Bu deneyimden sonra ilk profesyonel tiyatro oyunu Deli’yi 1957 yılında yazdı. Oyun, İstanbul Şehir Tiyatroları'nda oynandı ve bunu ardı ardına yazdığı diğer oyunları takip etti. Daha çok güldürü ve vodvil türünde oyunlar yazdı. Bir Kilo Namus (1958) ve Cengiz Han'ın Bisikleti (1959) adlı oyunlarıyla ün yaptı. Devlet Tiyatroları, İstanbul şehir Tiyatroları, Sururi-Cezzar Tiyatrosu, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Kent Oyuncuları, Yunus Emre Tiyatrosu, Tiyatro İstanbul, Yeditepe Oyuncuları, yerli ve yabancı başka topluluklar tarafından otuzdan fazla oyunu sahnelendi.

1965 yılında Abdi İpekçi'nin teklifi üzerine Milliyet Gazetesi'nde başladığı köşe yazarlığını 1981 yılına kadar aynı gazetede sürdürdü. Daha sonra Güneş ve Meydan gazetelerinde gazeteciliğe devam etti. 1985 yılında Gazeteciler Cemiyeti'nin En başarılı Köşe Yazarı Ödülü'nü aldı. Erduran bir film şirketi kurarak çeşitli tv dizileri yönetti. En bilineni: Önce Canan adlı dizidir. 1990'larda çeşitli TV programlarında yapımcılık, sunuculuk üstlendi. Refik Erduran, ilk romanı Yağmur Duası adlı eserdir. Bu roman, 1954 yılında yayımlandığında 9 günde 50 bin satışla bir rekor kırdı.

Erduran, bir BM örgütü olan UNESCO'ya bağlı, kısa adı ITI olan, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi’nin 1986 yılından beri başkanıdır. Haldun Taner'in ölümü üzerine bu görevi üstlenen Erduran, aynı örgütün 1989’da Helsinki’de yapılan Dünya Kongresi’nde Uluslararası Yazarlar Komitesi Başkanlığı’na seçildi.

Gazeteci ve oyun yazarı Refik Erduran bir süredir müzdarip olduğu rahatsızlık nedeniyle 7 Ocak 2017'de tedavi gördüğü Edirne'deki bir hastanede 88 yaşında vefat etmiştir. Cenazesi hava şartlarının düzelmesinin ardından İstanbul'a getirilerek Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Scroll to Top