Erman Ata Durukan: “NAİM TALU – SADİ IRMAK – DÜNDAR TAŞER – TURGAY ŞEREN”
Diğer Haber Kategorileri
Erman Ata Durukan: “NAİM TALU - SADİ IRMAK – DÜNDAR TAŞER – TURGAY ŞEREN”
NAİM TALU
Mehmet Naim Talu, 15 Mayıs 1998’de İstanbul’da vefat etti. Türk bürokrat ve siyasetçi. Türkiye Cumhuriyeti eski başbakanı.
Mehmet Naim Talu, 22 Temmuz 1919’da İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1943 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre Sümerbank’ta çalıştıktan sonra 1946 yılında T.C. Merkez Bankası'na geçti. 1966 yılında vekâleten Genel Müdürlük yaptığı bu kuruluşta 1967 yılında asaleten Genel Müdür oldu. 1970 yılında Merkez Bankası'nın yeniden örgütlendirilmesi üzerine Bankanın ve İdare Meclisinin Başkanlığına getirildi.
Mehmet Naim Talu, 2. Erim Hükûmeti'nde Ticaret Bakanı olarak siyasi hayata girdi. Melen Hükûmeti'nde de yerini korudu. 1972 yılında Ticaret Bakanı iken, zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Senato üyeliğine atandı. Melen Hükûmeti çekilince Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Adalet Partisi'nin ortak adayı olarak 36. Türkiye Hükûmeti'ni kurdu.
1973 seçimleri sonucunda hiçbir partinin tek başına hükûmet kurmak için yeterli çoğunluğu sağlayamaması üzerine Şubat 1974 tarihine kadar işbaşında kaldı. Bülent Ecevit başkanlığında Cumhuriyet Halk Partisi - Millî Selamet Partisi koalisyonunun gerçekleşmesi üzerine görevi Bülent Ecevit'e devretti. 1976 yılında Kontenjan Senatörlüğü sona erdi.
Mehmet Naim Talu, 15 Mayıs 1998 tarihinde İstanbul'da öldü. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.
Talu, İngilizce bilmekte olup, evli ve 2 çocuk babasıydı.
SADİ IRMAK
Mahmut Sadi Irmak, 10 Kasım 1990’da İstanbul’da vefat etti. Türk tıp doktoru ve siyasetçidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 17. Başbakanı. Osmanlı vatandaşı olarak doğmuş son Türkiye Başbakanıdır.
Sadi Irmak, 15 Mayıs 1904 tarihinde Konya Seydişehir'de doğdu. Avukat Sabri Bey ve Saliha Hanım'ın oğludur. İlk öğrenimini, Rüşdiyeyi ve Konya Sultanisi'ni birincilikle bitirip biyoloji öğretmeni oldu. Aynı yıl Darülfünun Tıp Fakültesine girdi. 1923 yılında İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğu yıllarda üniversitenin Devlet Bursu ile Avrupa'ya öğrenci gönderileceğine dair üniversite duvarlarında gördüğü ilana başvuran 150 kişi arasından seçilen 11 kişiden birisi olarak Berlin Üniversitesinde tıp ve biyoloji öğrenimi görüp 1929 yılında pekiyi derece ile tıp doktoru oldu. Hagen ve Düsseldorf hastanelerinde asistan olarak çalıştı, yurda dönünce Ankara Hükûmet Tabipliği ve Gazi Terbiye Enstitüsü biyoloji öğretmenliği görevlerinde bulundu. 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi doçentliğini kazandı. 1940 yılında fizyoloji profesörü oldu.
Almanca, Fransızca ve Arapça bilmekteydi.
Ayşe Seniha H. (1912) ile evli olup XVII. Dönem Konya Milletvekili Sabri Irmak (1936-1991) ve Saliha Yakut'un (1940) babası idi.
Milletvekilliği dönemi
1943 yılında Konya milletvekili seçilip, aynı yıl Halkevleri Yüksek Danışma Kurulu Başkanlığına, sonra da Diyarbakır Bölge Müfettişliğine getirildi. 7 Haziran 1945 tarihinde Türkiye'nin ilk Çalışma Bakanı oldu. 1947'de Uluslararası Çalışma Konferansı ikinci başkanlığına seçildi. Eylül 1947'de bakanlıktan ayrıldı. CHP'nin 1950'de seçimleri kaybetmesi üzerine bir süre siyasetten uzaklaştı. Aynı yıl yeniden ilim ve meslek hayatına döndü. Münih, daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde akademik hayatını sürdürdü.
Başbakanlığı
1974 yılında Kontenjan Senatörü seçildi. Cumhuriyet Halk Partisinin Milli Selamet Partisi ile kurduğu koalisyon hükûmetinin istifasından sonra 17 Kasım 1974 tarihinde partiler üstü hükûmeti kurmakla görevlendirildi. Oluşturduğu hükûmet için TBMM'de yapılan güven oylamasında, 450 milletvekilinden yalnızca 18'inin lehinde oy kullanması dolayısıyla güvenoyu alamamasına karşın 31 Mart 1975 tarihine kadar başbakanlık yaptı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 15 Ekim 1981 tarihinde oluşturulan Danışma Meclisine Konya üyesi olarak atandı ve 27 Ekim'de bu meclisin başkanlığına seçildi. Irmak bu görevi TBMM Başkanlığına Necmettin Karaduman'ın 4 Aralık 1983'te seçilmesine değin sürdürdü.
Vefatı
Sadi Irmak'ın mezarı
10 Kasım 1990 tarihinde 86 yaşında İstanbul'da hayatını kaybetti. Naaşı Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi.
DÜNDAR TAŞER
Dündar Taşer, 15 Mayıs 1925’te Gaziantep’te doğdu. 27 Mayıs Darbesi gerçekleştiren 38 kişilik Millî Birlik Komitesi üyesi, emekli kurmay binbaşı. 13 Kasım 1960 tarihinde Millî Birlik Komitesi tarafından görevinden alındı.
14'lerden biri olan ve Fas'a "görevli diplomat" olarak gönderildi. Milliyetçi Hareket Partisi ideologlarındandır.
Dündar Taşer 25 Mayıs 1925 tarihinde Gaziantep’te doğmuştur. Türkmen bir aileye mensup Taşer’in ataları Türkistan’dan Anadolu’ya gelmişlerdir. Bedesten Şeyhizade Abdülkadir Kamil Bey ve Aliye Hanım, ebeveynleridir. Turan, Aysel ve Fatma isimlerinde üç kardeşi vardır. Soyadı kanunuyla birlikte “Taşar” soyadını almalarına rağmen Milli Birlik Komitesi (MBK) içerisinde adının Taşer olarak zikredilmesi nedeniyle bundan sonra soy ismini bu şekilde kullanmaya devam etmiştir. Türkmen bir aileden gelmesinden dolayı Taşer’e “Türkmen Ağası” da denmektedir.
Çocukluk çağları, İstiklal Harbi sonrasında Türkiye’nin yeniden teşkilatlandığı ve inkılâplarla birlikte toplumsal değişimin yaşandığı bir döneme denk gelmiştir. Bütün dünyayı etkileyen 1929 Ekonomik Buhranı’ndan Taşer’in ailesi de büyük zarar görmüştür. Eşi Asuman Hanım’ın anlattığına göre Taşer’in ailesinin toprağa sahip olmalarına rağmen ürettiklerini satabilmek amacıyla pazara ulaşamamaları sıkıntılarının sebebiydi. Hatta Taşer’in çocukluğunda ailesi sözü edilen sıkıntılar nedeniyle köye gitmek zorunda kalmıştı. Ancak maddi imkânların kısıtlı olmasına rağmen annesinin desteğiyle okula gitmeden önce okuma-yazmayı öğrenebilmişti.
Dai Ahmet Ağa Okulu’nda eğitime başlayan Taşer ardından Gaziantep Lisesi ve bir sonrasında 1939’da Kuleli Askeri Lisesine geçmiştir. Kuleli’ye başladığı yıllar, II. Dünya Savaşı’nın etkisinin yükseldiği zamanlardır. Türkiye’de seferberlik ilan edildiği için askeri okul, 1941’de Konya’ya nakledilerek altı sene boyunca Konya’da eğitimlere devam etmiştir. Taşer, divan şairlerini, Fuzuli’nin eserlerini ayrıca Mesnevi’yi ezberlemiş, bununla birlikte klasik Türk müziğine dahi hâkimiyet kurabileceği bir eğitim görmüştür. 29 Temmuz 1942 tarihinde başladığı Kara Harp Okulu’nu bitirmiş ve 30 Ağustos 1944 tarihinde teğmen rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde görev almıştır. Teğmenken Çanakkale, Aşkale ve Samsun’da vazifelendirilmiştir.
Çeşitli birliklerde görevini sürdüren Taşer, Üçüncü Zırhlı Tugay’ında Bölük Komutanlığını sürdürürken 27 Mayıs 1960 ihtilalini gerçekleştiren Milli Birlik Komitesinde yer aldı. Komite içerisinde gerçekleşen 13 Kasım darbesiyle sürgüne gönderilen on dört kişiden birisi oldu ve iki yıl boyunca Fas’ta yaşamını sürdürdü. Fas’ta büyükelçi muavinliği, Rabat’ta askeri ataşelik görevlerinde bulundu.
1964 yılında çıkan afla anavatana dönen Taşer hayatına siyasete atılarak devam etti. 1965 yılında sürgüne gittiği arkadaşları Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, Ahmet Er, Numan Esin ve Rıfat Baykal’la birlikte 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi adını alacak olan ve hala siyasi hayatını sürdüren Cumhuriyetçi Köylü Millet Parti’sini kurdu. 30 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen kurultayda partinin GİK üyeliğine seçildi. 1967 yılında Genel Başkan Yardımcılığına getirildi. Gaziantep’ten ve İstanbul’dan milletvekilli adaylığında bulunan Taşer seçimleri az farklarla kaybetmiştir. Ölünceye kadar Milliyetçi Hareket Partisi'nde Türkeş'ten sonra ikinci adam konumundaydı.
CKMP’nin Alparslan Türkeş’ten sonra gelen ismi olan Dündar Taşer, 18 Mart 1966’ da kurulan Ülkü Ocakları’nın kuruluşunda önderlik etmiş ve CKMP Gençlik Kollarını bu işle görevlendirmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin basın sözcülüğü görevini sürdüren Taşer Devlet Gazetesi’nde yazarak partisinin ve ülküsünün ideolojik çizgisine yön vermiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcılığını sürdüren Dündar Taşer 13 Haziran 1972 gecesi gerçekleşen bir trafik kazası sonucu ağır yaralanmış ve Numune Hastanesine kaldırılmıştır. Tüm çabalara rağmen hayata gözlerini yuman Dündar Taşer’in cenazesi, 13 Haziran 1972 Perşembe günü Hacı Bayram Veli Camii’nden kaldırılarak Ankara Karşıyaka Mezarlığına defnedilmiştir.
TURGAY ŞEREN
Turgay Sabit Şeren, Turgay Şeren, 15 Mayıs 1932 tarihinde Ankara’da Keçiören’de doğdu. Türk futbolcu, kaleci, teknik direktör, futbol yorumcusu ve 2. Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı. Kaleci pozisyonunda görev alan oyuncu, futbolculuk kariyerinin tamamını Galatasaray'da geçirmiştir.
Turgay Şeren’in Oğuz Şeren adında abisi vardı. Babası Sabit Şevki Şeren, annesi Münevver Şeren’dir. Babası Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün özel kalem müdür muavinlerindendir. Atatürk adını Türkay koydu ancak, Lise hayatında gerek öğretmenleri gerekse arkadaşlarının adını Turgay diye telaffuz etmesinin ardından Turgay adını kullanmaya başladı.
Turgay Şeren, ilkokul dördüncü sınıfa kadar Çorlu‘da okudu. Annesi Çorlu’da öğretmenlik yaparken Galatasaray Lisesinin parasız yatılı sınavlarını kazanıp Galatasaray Lisesinde okumaya başladı. 1,85 boyundaki Turgay Şeren, Galatasaray Lisesi’nin hem voleybol takımında, hem basketbol takımında oynadı. Aynı zamanda lise futbol takımının da santrfor mevkiinde oynadı.
Galatasaray Lisesi 1952 yılı mezunudur. Turgay 17 yaşında Galatasaray A Takımı’na bir sene sonra da milli takıma yükselir. Aynı zamanda Galatasaray Livam eden Turgay adeta ders çalışır gibi kaleciliği öğrendi. 1955 yılında İzmir‘den Galatasaray’a transfer olan Metin Oktay ve Turgay Şeren bir ömür ayrılmazlar ve Galatasaray’lılığı hayatlarının merkezine koyarlar. Her antrenmandan sonra Metin Oktay ve Turgay Şeren ekstradan çalışırlar. Turgay’ın keşfettiği bir de antrenman stili vardır. Turgay bir duvarın önünde, duvarla arasında 1 metre mesafe bırakacak şekilde durur. Yüzü duvara dönüktür. 5-6 metre arkasına da Metin Oktay geçer ve hızla duvara şut çeker. Turgay da duvardan seken bu topları kurtarmaya çalışır. Bilmem günümüzde bu şekilde zor bir idman yapan kaleci var mıdır?
İyi bir kaleci olan Turgay Şeren, futbol hayatının tamamını Galatasaray’da geçirmiştir. Galatasaray tarihinin en büyük kalecilerinden biridir. Alt yapısından yükselerek 1948 yılından itibaren 1967 yılına kadar Galatasaray’da kaleci olarak top oynamıştır. Türkiye A millî takımı formasını 49 kez giydi ve 35 kez kaptan olarak sahaya çıkmıştır. 1951 yılında A Milli Takımın Federal Almanya ile oynadığı 2-1`lik zafer maçında kalesinde devleşerek müthiş bir performans sergiledi. Alman Kicker dergisi Türk milli takımının kalecisi Turgay Şeren’i ‘Bir insan nasıl olur da bu kadar yükseğe sıçrayabilir?’ başlığıyla kapak yaptı. Bu maçta sergilediği kahramanca oyunculuğu sayesinde ‘Berlin Panteri’ lakabını alan Şener o zaman daha on sekizindeydi.
Turgay Şeren hayatı boyunca resmi olarak yalnızca Galatasaray forması giyer. Ancak pek kimsenin bilmediği bir de River Plate hikâyesi vardır Berlin Panteri’nin. 1959 yılı başlarında Turgay Şeren yurt dışından bir teklif alır. 1959 Şubat’ında Arjantin‘e uçar. River Plate, Turgay’ı idmanlara çıkarır. 17 Şubat’ta Brezilya’nın Botafogo takımıyla hazırlık maçı vardır. Bu maçta River’in kalesinde Turgay Şeren oynar. Maçı Arjantin ekibi 2-1 kazanır. Turgay, River Plate formasıyla ikinci maçına Arjantin takımı Mal Der Plate karşısında çıkar. Büyük kaleci bu maçta kalesini gole kapar ve maç 0-0 biter. Bu iki maç yeter Turgay’ın kendini ispatlamasına. River Plate yönetimi ve taraftarı çok iyi bir kaleciye sahip olacağız diye sevinmeye hazırlanırken Galatasaray başkanı Sadık Giz transfere onay vermez. “Turgay’ı bırakmak Galatasaray’a ihanettir.” diyerek transfere noktayı koyar. Turgay gerisin geriye sonsuza kadar bırakmayacağı Galatasaray‘a gelir. O dönemde dünya futbolunun fabrikası konumundaki Güney Amerika’ya transfer olmak belki de Turgay Şeren’e çok farklı bir kariyer çizdirecektir; ama kader onun Galatasaray efsanesi olarak kalmasını uygun görmüştür. Turgay Şeren 1967 yılında 20 sene aralıksız formasını giydiği, 14 sene kaptanlık yaptığı Galatasaray’da futbolu bıraktı.
Aktif futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük ve futbol yazarlığı yapmaya başladı. Bir dönem de televizyonda yayınlanan futbol programlarında yorumculuk yaptı. 1987 yılına kadar Milliyet Gazetesinde futbol haberleri ve köşe yazarlığı da yaptı. 2004 yılının Eylül’ünde Star gazetesinden ayrıldı. Medya24 adlı web sitesinin kuruluşunda yer aldı. 2012 Ağustos ayına kadar Akşam gazetesinde çalıştı. Star TV ‘de yayınlanan ve 2001 yılından 2004 yılına kadar “Telegol” programında yorumculuk yaptı. 1965 yılının Haziran ayında kurulan Türkiye Profesyonel Futbolcular Sendikasının kurucuları arasında yer aldı.
1965 yılında çekilen futbolcu Metin Oktay’ın hayatını konu alan “Taçsız Kral” filminde kendini oynadı.
Turgay Şeren, 16 Mayıs 1954 tarihinde Emel Dramalı ile evlendi. Celâl (d.1956) adında bir oğlu oldu. 30 Aralık 1966 tarihinde boşandılar. Turgay Şeren, 21 Şubat 1967 tarihinde ikinci evliliğini Arzu Şeren ile yaptı. 18 Kasım 1970 tarihinde bir kızı oldu. Üçüncü evliliğini ise Fatma Füsun Şeren ile yaptı. Bu eşi 14 Mart 2013 tarihinde vefat etti. Emre (d.1975) ve Can adında iki oğlu oldu.
Turgay Şeren, 6 Temmuz 2016’da İstanbul’da vefat etti.