Orhan Bali: “IRKÇILIK HUKUK KAİDESİ OLUYOR”
Diğer Haber Kategorileri
Orhan Bali: “IRKÇILIK HUKUK KAİDESİ OLUYOR”
Irkçılık hastalığı maalesef bazı mezhep imamlarına da bulaşmış ve ırkçılığı hukuk kaidesi haline getirmişlerdir. Şöyle ki: Büyük âlim Ömer Nasuhi Bilmen’in sekiz ciltlik İstilahatı Fıkhiye ve Hukuku İslamiye Kamusu ile Arap profesörü Vehbe Züheyli’nin on ciltlik İslam Fıkhı Ansiklopedisi adlı eserlerinde “nikahta kefaet (küfüv)” diye bir bölüm vardır.
Her iki eserde de, evlenecek kadın ile erkeğin birbirine denk olmasını ifade eder. Mezhep imamlarından Hanefi, Şafi ve Hambeliye göre bu denklik en önce nesebte aranıyor.
ÖMER NASUHİ BİLMEN VE VEHBE ZÜHEYLİ’NİN ESERLERİNDE NESEPDE DENKLİK (KEFAET)
Nikâhta Kefaet (kadınla erkeğin denkliği): Nikâhta erkek tarafından kefaet aranır. Yani erkeğin aşağıda yazılan hasletlerde alacağı kadına mümasil olması veya ondan daha şerefli bulunması nikâhın lüzumu bakımından iktiza eder. Nesebi aşağı bir mertebede bulunan erkek, şerif ve asil olan bir kadına küfüv (denk) olamaz. Çünkü ileriki hayatlarında nesep ile övünülür. Fakat böyle nesep ciheti ile kefaet aranması yalnız Arap ırkına mahsustur. Çünkü Araplar nesebin muhafazasına son derece itina ederler. Nesebi ile övünürler. Binaenaleyh Kureyş kabileleri birbirine denk sayılır. Diğer Arap kabileleri de birbirine denktir. Lakin bunlar Kureyş kabilelerinin dengi değildir. Kureyş kabilesi
Soy, ırk kan bağı, baba soyu harici Araplar da Arap olmayanların dengi değildir. Aynı konu Vehbe Züheyli’nin İslam Fıkhı Ansiklopedisi’nde de geçer ve hatta Hanefilere göre en doğru olan “yabancı erkek -isterse âlim ya da sultan olsun - Arap kadına denk değildir” denir.
Bunu doğrulayan şöyle bir olay olmuştur: Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Abbasi devletini ve halifeyi himayesi altına almıştır. Halifenin tüm ailesi Tuğrul Bey tarafından bakılmaktadır. Tuğrul Bey halifenin kız kardeşi ile evlenmek ister. Halife Tuğrul Beye şöyle bir haber gönderir: “Daha düne kadar çeşitli tanrılara tapan şu Türke bak!, Soyluların soylusu halifenin kız kardeşini istemek cesaretini gösteriyor” der.Tuğrul Bey de halifeye gönderdiği haberde: “Kendi ve tüm ailesinin hayatı elimde, her türlü ihtiyacını ben karşılıyorum. İstediğim an hepsini yok ederim. Tüm bunlara razı oluyor da bacısını mı esirgiyor?” der. Sonunda, Halife kız kardeşini vermeye mecbur olur.
NESEP YÖNÜNDEN DENKLİĞİ KABUL EDENLERİN DAYANAĞI
Irk yönünden denkliği destekleyenlerin gerekçesi, Arap Profesör Vehbe Züheyli‟nin İslam Fıkhı Ansiklopedisi‟nde geçen Hz. Ömer‟in „hasep (asalet) sahibi olan kadınların denk olanlardan başkası ile evlenmesine mani olurum‟ sözü ve peygamberimizin şu iki hadisine dayanır: Birinci hadiste peygamberimiz diyor ki; “kadınları ancak velileri evlendirebilirler. Onlar da dengi olmayandan başkası ile evlendirmez”. İkinci hadiste esas dayanak “Kureyş kabilesi mensupları birbirinin dengidir. Sair Araplar da kabile kabile birbirlerinin dengidir. Mevali de; yani Arap olmayanlar da birbirinin dengidir” der.
Kefaetin (denkliğin) şart olduğunu ileri sürenler; “Allah Arapları diğerlerine seçkin kılmıştır ve Araplar, diğer ümmetlerden - aralarından Resulullah çıktığı için- üstün olmuşlardır”.derler.
Hanefilere ve İmam Ahmet’ten bir rivayete göre Kureyşliler birbirine denktir, geriye kalan Araplar da birbirine denktir.
Şafiiler ve İmam Ahmet’in diğer bir rivayetine göre Haşim ve Muttalip oğullarından başkası Kureyşin geriye kalanına -Beni Abdu Şems ve Neffal gibi Haşim’in iki kardeşi olmalarına rağmen- denk değildir. Bu görüş şu hadise dayanmaktadır: “Allah, Araplar içinde Kinane’yi seçti. Kinane’den de Kureyşi seçti. Kureyşten de Haşimoğullarını seçti. Haşimoğullarından da beni seçti”.
Cumhur, Nadır Bin Kinane’nin evladı olan Kureyşin soy bakımından diğer Araplardan üstün olduklarında ittifak etmişlerdir. Nesep yönünden denkliği kabul edenler Hz. Ömer‟in hasep (asalet) sahibi olan kadınların başkası ile evlenmesine mani olurum sözünden başka, Hz. Ebubekir’in kendi seçimi sırasında halifelik isteyen yerli Medinelilere söylediği “Ey ensar, Resurullaha yardım ettiniz, fakat emirlik bahsinde Arap kabileleri ancak Kureyşi bilir, başkasının emirliğini kabul etmez. Çünkü Kureyş kavmi hasep ve nesepce arabın en faziletlisidir” sözü de emsal teşkil itmiştir.
Bilindiği üzere peygamberimiz en fazla insanların eşitliğine vurgu yapmıştır. İslama karşı çıkanların en fazla itirazı bu konudur. Ayrıca bu konuşma, Araplarda halifelik “Kureyşin hakkıdır” inancını oluşturmuş. Kureyşe mensup olmayanların halife olamayacağı şeklinde kabul görmüştür. Onun için Araplar Osmanlı’nın halifeliğini kabul etmezler.
(Devamı: Nesep yönünden kefaetin şart olmadığını kabul edenler)