Orhan Bali: “HALKA RAĞMEN HAKİMİYET VE VESAYET”

Orhan Bali: “HALKA RAĞMEN HAKİMİYET VE VESAYET”

Orhan Bali: “HALKA RAĞMEN HAKİMİYET VE VESAYET”

İnsanlar sosyal varlıklar olup toplum halinde yaşarlar. Aralarında iş bölümü vardır. Birbirlerine karşılıklı hizmet ederler. Doğuştan egoisttirler, kendi menfaatlerini düşünürler. Bir şeylere sahip olmak ve onları korumak içgüdüsüyle yaratılmışlardır. Bu sebeple de belirli bir düzen ve huzur içinde yaşamayı, can, mal ve inanç özgürlüğünün sağlanmasını isterler. Öteden beri de bir arayış içinde olup; nasıl yaratıldığını, yaratıcının kim olduğunu, ölünce ne olacağını merak ederler. 3-4 yaşından itibaren dünyayı ve çevresini tanımak ister ve “bu ne?, bu kim?” soruları ömür boyu devam eder. Yukarda bahsettiğimiz hususların korunmasını sağlayanlar siyasi otoriteyi, bir yaratan etrafında birleştirenler ise dini otoriteyi temsil ederler. Bu sebeple en ilkel toplumlarda bile siyasi otorite olan kral, dini otorite olan rahip vardır.

Hâkim olmak, hükmetmek insanların yaratılışında olan hasletlerindendir. En küçük toplum olan ailenin temelinin atıldığı nikâh masasında gelin veya damat birbirinin ayağına basmaya çalışır. Amaç hâkim olma iradesidir. Bu hususu hayatın her anında görürüz. Büyük kardeş küçüğe, baba çocuğa, güçlü çocuk zayıfa hâkim ve vasi olmaya çalışır. Tarih boyu hâkim ve vasi olmak için milletler milletlere, devletler devletlere güç kullanmış; yerine göre savaşlardan, katliamlardan, insanlık dışı uygulamalardan çekinmemişlerdir.

HAKİMİYET KİMDEDİR

Allah insanları akıllı varlıklar olarak yaratmış ve inancımıza göre „halifemsin‟ demiştir. Her iki varlığın benzer unsuru akıldır. Kainatta Allah külli akıl ve güç sahibi olup, insanlara da kendilerini yönetebilmeleri için cuz’i akıl ve hâkimiyet vermiş, dolayısı ile de bazı sorumluluklar yüklemiştir. En başta kendisinden başkasına kulluk etmeme ve münferit iradelerini birleştirerek toplumsal irade haline getirme ve toplumu sevk ve idare edecek yöneticilerini seçme ve seçilme hakkı ve sorumluluğudur. İnancımıza göre yaratılış amacı olan Allah’a karşı imtihan da bu suretle sağlanır.

Bazıları „Hâkimiyet Allah’ındır‟ sözü ile insanları vesayet altına almak isterler. „Hâkimiyet Allah’ındır, ben Allah’ın temsilcisiyim, benim sözüm Allah’ın sözüdür‟ diyerek insanlar üzerinde baskı kurmaya çalışırlar. Kainatın yaratıcısı olan Allah; külli hâkim olup, sonsuz aklı, bilgisi, iradesi, rahmeti, adaleti ve kudreti ile mutlak hâkimdir. Ancak yeryüzüne inip insanları yönetemeyeceğine göre Allah’ın hâkimiyeti vazettiği hükümlerle ilgilidir. Onun için „Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenden daha zalim kim var?‟ der. „Hâkimiyet milletindir!’de ise -yukarıda bahsettiğimiz üzere- insanların aklı ile kendini ve toplumu yönetme hakkıdır.

HAKİMİYETİN KULLANILIŞI

Organize olan az bir topluluk güç kullanarak, dağınık ve çok büyük bir topluma dahi hâkim ve vasi olabilir; tarih boyu da böyle olmuştur. Dolayısıyla, Allah’ın emri olan; kendini yönetme, yöneteceğini seçme hak ve yetkisi organize güçlerce ele geçirilmiş ve çok az uygulama alanı bulmuştur. Bu sebeple de üç çeşit yönetim biçimi oluşmuştur:

1- Tek şahıs hâkimiyeti olan monarşi

2- Belirli bir zümrenin hâkim olduğu oligarşi

3- Allah’ın arzusu olan ve yaratılış amacına uygun, halkın hâkim olduğu demokratik cumhuriyet.

Monarşide hâkimiyet sultandadır ve halkın hâkimi ve vasisi odur. Oligarşide hâkimiyet belirli bir zümrededir ve halkın hâkimi ve vasisi onlardır. Demokratik cumhuriyette ise vasi yoktur. Allahın yarattığı gayeye uygun olarak halk kendi kendini yönetir. Halkın tam hâkimiyeti ve demokratik cumhuriyet esas olmak üzere, zamana ve şartlara göre, seçim sistemi gibi hususlar ayarlanabilir.

Bazı din bezirganları demokratik cumhuriyeti Avrupalıların icadı diye küfür olarak ifade eder. Avrupalılar da „İslam ile demokrasi bağdaşmaz‟ iddiasındadırlar. Halbuki yaratılış amacına en uygun, Allah’a kulluk ve sorumluluk için en isabetli ve Allah’ın emri olan demokratik cumhuriyet olup ayrıca başka bir rejim şekli yaratılışa aykırıdır. Demokratik cumhuriyette yöneten ile yönetilen arasında yönetilenlerin haklarını, yönetenlerin yetkilerini belirten bir sözleşme yapılır. Kuran’da beyat (akit, sözleşme) olarak geçer. Kuran hukukunun kabulü ve uygulanması demektir. Devlet de bu sözleşme esasına göre yönetilir. Demokrasi küfür ise, demokratik cumhuriyet haricindeki monarşi ve oligarşinin Allah’ın yaratılış gayesine uygun olduğunu mu kabul ve iddia edecekler? Allah’ın, insanların en tabi hakkı olan yönetme hakkını gasp edenleri ve onları meşrulaştıranları affedeceğini mi zannediyorlar?

Demokratik cumhuriyete alternatif meşru bir rejim yoktur. Monarşi ve oligarşide iktidar; kılıç, ekonomik güç ve din adamlarının meşrulaştırması ile sağlanır. Demokratik cumhuriyette ise iktidarı halkın serbest iradesi sağlar. Bu irade yoksa -adı cumhuriyet olsa bile- o rejimde, monarşik veya oligarşik bir yapı arz eder. Demokratik cumhuriyette devlet, monarşi ve oligarşide saltanat vardır. Demokratik cumhuriyette insanlar vatandaş, saltanatta ise tebaa yani sultanın kuludur. Demokratik cumhuriyette ortak akıl ve fikirler ortak başarı doğurur. Ortak akıllar yeni fikirleri doğurur; toplumları tartışmalara ve en iyiyi bulmaya hazırlar. Tartışmalardan yeni adaylar ve dolayısıyla demokrasinin olmazsa olmazı partiler doğar. Demokratik cumhuriyette devlet hükmi Ģahıs olduğundan dini olmaz. Din şahıslara mahsustur ama inanç hürriyeti vardır. Devlet her dine eşit mesafededir. Allah bu konuda da insanları hür yaratmıştır. Her hangi bir dine inanıp inanmamada, neticesine katlanmak ve başkalarının haklarını ihlal etmemek şartıyla günah işlemekte de hürdür. Sonunda hesap Allah’a verilecektir. Din bezirganları devamlı “Allah insanları başıboş yaratmamıştır” diye kendilerince baskı uygulamak isterler. Allah peygamberler vasıtasıyla insanları uyarmıştır. Bu uyarıyı nazara alıp almamak da serbesttir. Uyarı haricinde peygamberlerin de başka yetkisi yoktur. Bu husus Kuran’ın birçok yerinde geçer. Kur’an dahi kendisinin bir öğüt ve yol gösterici olduğunu ifade eder. Ancak başkasının haklarını ihlal halinde karşısına hukukun ve yaptırımların çıkacağı açıktır.

(Yarın: İKTİDARLARIN HUKUKİ DAYANAĞI)

Scroll to Top