Özgür Akıl: “SURİYE’DE GÖLGE SAVAŞLARI: TÜRKİYE’NİN SESSİZ GÜCÜ”

Özgür Akıl: “SURİYE’DE GÖLGE SAVAŞLARI: TÜRKİYE’NİN SESSİZ GÜCÜ”

Özgür Akıl: “SURİYE’DE GÖLGE SAVAŞLARI:

TÜRKİYE’NİN SESSİZ GÜCÜ”

2011’de başlayan Suriye iç savaşı, sadece sahada askerî güçlerin değil, dünyanın en büyük istihbarat servislerinin karşı karşıya geldiği bir “gölge savaş” laboratuvarına dönüştü.

ABD'nin CIA’i, Rusya’nın FSB’si, İsrail’in Mossad’ı, Türkiye’nin MİT’i, İran’ın VEVAK’ı ve Çin’in MSS’i bu karmaşık satranç tahtasında kendi hamlelerini yapıyor.

Hedef: Güç Dengesi ve Çıkar Paylaşımı

Suriye’deki savaşın arkasında yatan asıl motivasyon, bölgesel güç dengelerini yeniden şekillendirmek ve enerji kaynaklarını kontrol etmek. ABD’nin PKK/YPG üzerinden kurmak istediği jeopolitik denge, İran’ın “Şii Hilali” projesiyle çatışıyor. Rusya, Suriye’deki askerî üslerinin güvenliğini sağlamak isterken; İsrail, İran’ın bölgede nüfuz kazanmasını engelleme çabasında.

Türkiye ise bölgedeki çıkarlarını korumak adına hem saha istihbaratı hem de diplomasi alanında yoğun çalışmalar yürütüyor. Hafız Esad ve Beşar Esad rejimlerinin 1980’lerden itibaren PKK’ya destek vermesi, Türkiye’nin hafızasında derin izler bıraktı. Türkiye, Suriye’de güvenlik koridorları oluşturarak terör tehdidini sınırlarından uzak tutmaya çalışıyor.

Görünmeyen Çatışmalar: HUMINT ve SIGINT

Suriye’de istihbarat savaşları iki ana yöntemle yürütülüyor:

HUMINT (İnsan İstihbaratı): Yerel aşiret liderleri ve muhbirlerden bilgi toplama.

SIGINT (Sinyal İstihbaratı): İHA’lar, radarlar ve şifreli mesajların çözülmesi.

Türkiye’nin MİT destekli operasyonları, bu yöntemleri etkili bir şekilde kullanarak birçok terör liderinin etkisiz hale getirilmesini sağladı.

Bilek Güreşleri ve Diplomatik Satranç

Esad’ın 10-11 günde devrilmesinin ardından Suriye, büyük güçlerin “kurtlar sofrasına” dönüştü. ABD, Rusya, İsrail, İran, Arap Birliği ve Avrupa Birliği, yeni Suriye’nin siyasi yapısında nüfuz sahibi olma mücadelesine girişti. Türkiye ise muhalefeti destekleyerek, hem sahada hem diplomatik masada ön alıcı bir politika izledi.

Rusya ile yapılan görüşmelerde, Suriye’deki üslerinin güvenliği karşılığında Esad’ın Rusya’ya nakli gündeme geldi. ABD ile ise CIA ve MİT arasında yoğun bir diplomasi trafiği yaşandı. 6 Aralık 2024’te Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ABD’li mevkidaşı Antony Blinken arasındaki görüşmede, Suriye’nin yeni yönetimi ve terörle mücadele konuları masaya yatırıldı.

Türkiye’nin Gücü ve Stratejik Hamleleri

Türkiye, ABD ile yaptığı pazarlıklarda elini güçlendirdi. Ege’deki Türkiye-Yunanistan anlaşmazlığı, Kıbrıs meselesi ve doğalgaz boru hatları gibi konular müzakere masasında yerini aldı. Türkiye, Suriye’deki Kürtleri terör örgütü PKK’dan ayırarak, Kürtlerin ve diğer etnik grupların yeni Suriye yönetiminde meşru temsilciler olarak yer almasını destekliyor.

İran ve İsrail’in Hamleleri

İran, Esad rejiminin devrilmesine karşı en sert tutumu sergileyen ülkelerden biri oldu. İran’ın dini lideri Hamaney, Suriye'deki krizin arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu vurgulayarak, bu iki ülkeyi bölgedeki komploların baş aktörleri olarak suçladı. İran, Suriye'deki varlığını koruyarak, Şii milis grupları üzerinden nüfuzunu genişletme çabalarını sürdürdü.

Öte yandan, İsrail de bölgede stratejik hamlelerini hızlandırdı. Golan Tepeleri’ni güvence altına almak ve İran’ın etkisini kırmak için Suriye’nin güneyinde kara harekâtları düzenledi. Ayrıca, ABD ve İran ile örtülü bir anlaşma yaparak, Türkiye’nin bölgede tek güç olmasını engellemek amacıyla Suriye topraklarındaki stratejik alanlara hava saldırıları gerçekleştirdi. Bu operasyonlar kapsamında, Şam, Humus ve Dera gibi önemli kentlerdeki hedefler vuruldu ve Şam’a 25 kilometre kadar yaklaşan kara birlikleri bazı köyleri işgal etti.

İsrail’in bu hamleleri, hem İran’ın bölgedeki etkisini sınırlandırmayı hem de Türkiye’nin Suriye’deki diplomatik ve askeri nüfuzunu dengelemeyi amaçlıyordu. Böylece, bölgede güç dengelerini yeniden şekillendirme çabası devam ederken, Türkiye'nin attığı her adım, farklı ittifaklar ve güç oyunlarıyla karşılık buldu.

İsrail Golan Tepeleri’nde işgalci durumunda ve 180 civarında yeri havadan vurarak yeni Şam Hükümetine gözdağı veriyor.

Dezenformasyon ve Bilgi Savaşları

Suriye sahasında sadece silahlar değil, bilgi de bir silah olarak kullanılıyor. ABD, Rusya ve diğer aktörler sosyal medya üzerinden dezenformasyon kampanyaları yürütüyor. Türkiye ise bu dijital savaşta kendi savunma sistemlerini güçlendirerek karşılık veriyor.

Sonuç: Geleceğin Suriye’si ve Türkiye’nin Rolü

Suriye’de savaş sona erse bile, istihbarat mücadelesi bitmeyecek. Türkiye, akılcı politikalar ve saha çalışmalarıyla Suriye halkıyla dayanışmasını sürdürecek. Sığınmacılar üzerinden kurulan “kültür ve dil” ortaklığı, Türkiye’ye bölgede güçlü bir nüfuz alanı kazandırıyor.

Büyük güçlerin çıkar çatışmaları sürerken, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrara kavuşması, Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarının korunmasıyla mümkün olacaktır. Kutuplaşmaları bir kenara bırakıp, bölgesel iş birliğine odaklanmak hem Suriye halkı hem de Türkiye için yeni fırsatlar doğuracaktır.

Özgür Akıl/Sosyolog

16.12.2024

Scroll to Top