M. Erhan Durukan: “ERDAL İNÖNÜ”

M. Erhan Durukan: “ERDAL İNÖNÜ”

M. Erhan Durukan: “ERDAL İNÖNÜ”

Erdal İnönü, 31 Ekim 2007’de Houston’da vefat etti. Türk bilim adamı ve siyasetçidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün oğludur.

Erdal İnönü, İsmet ve Mevhibe İnönü'nün üç çocuğunun (Ömer ve Özden) ortancası olarak 6 Haziran 1926 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1943'te Ankara Gazi Lisesi, 1947'de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik-Matematik Bölümü'nü bitirdikten sonra ABD'ye gitti. California Teknoloji Enstitüsü'nde (Caltech) fizik dalında yüksek lisans (1948) ve doktora (1951) dereceleri aldı. Bir süre Princeton Üniversitesi'nde araştırma yaptıktan sonra 1952'de Türkiye'ye döndü. Asistan olarak girdiği Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde 1955'te doçent oldu. 1957'de Sevinç (Sohtorik) İnönü'yle evlendi. 1958-60 arasında Princeton Üniversitesi'nde ve Oak Ridge Princeton National Laboratory'de konuk araştırmacı olarak bulundu. Ardından kuramsal fizik profesörü olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne (ODTÜ) girdi.

ODTÜ'de Teorik Fizik Bölüm başkanlığı (1960-64), Fen ve Edebiyat Fakültesi dekanlığı (1965-68) yaptı. 1968'de ABD'ye giderek Princeton ve Columbia üniversitelerinde bir yıl süreyle konuk profesör olarak ders verdi. 1969'da yurda dönerek ODTÜ rektör vekilliğine, 1970'te de rektörlüğüne seçildi. Mart 1971'de rektörlükten ayrılarak yalnızca öğretim ve araştırma görevlerini sürdürdü. 1974'te fizik dalında TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı. Aynı yıl altı ay kadar Princeton Üniversitesi'nde konuk araştırmacı olarak çalıştı. 1975'te Boğaziçi Üniversitesi'ne geçti. Bir yıl sonra aynı üniversitenin Temel Bilimler Fakültesi dekanlığına getirildi. Altı yıl süren bu görevden sonra 1982'de, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) İstanbul'da kurulan Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü (Feza Gürsey Enstitüsü) Müdürlüğü’ne atandı.

Siyasi hayatı:

Mayıs 1983'te, 12 Eylül Darbesi'nin ardından siyasi faaliyetler serbest bırakılınca bütün öğretim ve yöneticilik görevlerinden ayrıldı ve 6 Haziran 1983'te Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucu üyesi ve ilk genel başkanı olarak siyasal yaşama atıldı. Kurucu üyeliğinin Haziran 1983'te Milli Güvenlik Konseyi'nce veto edilmesine karşın, Aralık 1983'te yeniden SODEP Genel Başkanlığı'na seçildi.

SODEP ile Halkçı Parti'nin (HP) birleşmesinde yapıcı bir rol oynadı. SODEP'in 2-3 Kasım 1985'te Halkçı Parti ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) adı altında birleşmesinden sonra, SHP genel başkanlığını partinin ilk genel kuruluna kadar Halkçı Parti genel başkanı Aydın Güven Gürkan'a bıraktı. Haziran 1986'daki kurultayda genel başkanlığa getirildi. 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde İzmir'den Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) seçildi. Haziran 1987'deki SHP kurultayında yeniden SHP genel başkanlığına, 30 Kasım 1987'deki erken genel seçimlerde de ikinci kez İzmir milletvekilliğine seçildi.

İnönü liderliğindeki SHP, iktidardaki Anavatan Partisi'nin (ANAP) ağır bir hezimete uğradığı 1989 yerel seçimlerinde oyların yüzde 28,7'sini alarak birinci parti konumuna yükseldi; SHP, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 67 il merkezindeki belediye başkanlıklarının 39'unu elde etti.

İnönü, parti içinde Deniz Baykal, İsmail Cem ve Ertuğrul Günay'ın başını çektiği muhalefet grubuna karşı, kurultayları (Haziran 1988'de İsmail Cem'e, Aralık 1989, Eylül 1990 ve Ocak 1992'de de Baykal'a karşı) kazanarak genel başkanlık görevini sürdürdü.

Kasım 1991'deki erken genel seçimlerinde oyların yüzde 20'sini toplayabilen SHP üçüncü parti olunca parti içi muhalefet yitirilen oyların sorumluluğunu İnönü yönetimine yükledi. Ama seçimlerden birinci parti olarak çıkan Doğru Yol Partisi'nin (DYP) SHP ile koalisyon hükümeti kurması, hükümette başbakan yardımcılığını üstlenen İnönü'nün parti içindeki durumunu güçlendirdi.

Aynı seçimlerde SHP listelerinden seçime katılan Halkın Emek Partisi (HEP) adaylarından 18'i milletvekili seçildi. HEP kökenli Leyla Zana ile Hatip Dicle'nin neden oldukları TBMM'deki yemin krizinden sonra Erdal İnönü, iki milletvekilinin partiden istifasını istemek zorunda kaldı. Bunun üzerine SHP’den ayrılan HEP kökenli milletvekilleri Demokrasi Partisi'ni (DEP) kurdular.

25-26 Ocak 1992'deki 7. Olağanüstü Kurultay'da İnönü'ye karşı bir kez daha yenilen ve parti yönetimini ele geçirme umutlarını kaybeden Deniz Baykal ve muhalefet grubu "Yeni Sol", SHP'den ayrılarak Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) yeniden kurdu (Eylül 1992).

Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümü ve ardından Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra yaklaşık 1,5 ay süreyle başbakanlık görevine vekâlet etti. 12-13 Haziran 1993 tarihlerinde gerçekleştirilen DYP kongresinden önce, 6 Haziran tarihinde sürpiz bir kararla SHP'nin de DYP gibi lider değişikliğine gitmesi gerektiğini açıklayarak partisinin yapılacak ilk kurultayında aday olmayacağını açıkladı. 11-12 Eylül 1993'te yapılan SHP 4. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlığa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın seçildi.

18-19 Şubat 1995'te SHP ile CHP'nin birleştiği kurultayda CHP'nin "Onursal Genel Başkanı" seçildi. Kurultaydan hemen sonra DYP-CHP koalisyon hükümetinin CHP kanadında yapılan atamalarda dışişleri bakanı oldu. 1995 yılının ekim ayında, hem koalisyondaki görevinden, hem de aktif siyasetten ayrıldı. Nisan 2001'de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bazı uygulamalarına tepki göstererek CHP'den istifa etti. Son yıllarında sosyal demokrat çevrelerden yapılan tüm ısrarlara rağmen aktif siyasete dönmedi.

Üç kez milletvekili seçilen İnönü, 17. (ara seçim), 18. ve 19. dönemlerde İzmir milletvekilliği yaptı. Sosyalist Enternasyonal başkan yardımcılığı görevinde bulundu (1992-2001).

Bilimsel çalışmaları:

TÜBİTAK Bilim Kurulu, Atom Enerjisi Komisyonu, UNESCO Yürütme Konseyi üyeliği ve Türk Fizik Derneği başkanlığında bulunan Erdal İnönü'nün fizik alanında önemli çalışmaları vardır. Uluslararası bilim dergilerinde de yer alan araştırmalarının en önemlisi, 1951'de Macar asıllı ABD'li atom fizikçisi Eugene Wigner ile Princeton Üniversitesi'nde ortak yaptığı çalışmadır. "Grupların İndirgenmesi ve Gösterimi Üstüne" adlı bu çalışma gruplar kuramında genel bir yöntem niteliği kazanarak, matematiksel fiziğin temel yöntemleri arasına girmiştir. "İnönü-Wigner Grup İndirgenmesi" adıyla bilinen çalışması (1951), çağdaş matematiksel fiziğin temel kavramlarından biri kabul edilir.

 

Scroll to Top