M. Erhan Durukan: “NACİ TOPÇUOĞLU ANISINA”

M. Erhan Durukan: “NACİ TOPÇUOĞLU ANISINA”

M. Erhan Durukan: “NACİ TOPÇUOĞLU ANISINA”

Objektif Dergisi, 1990 yılının Ekim, Kasım ve Aralık sayılarında; Osman Özberk, Işın Çelebi ve merhum Erdal İnönü’yü  “Kapak Konusu” yapmış, GAP ile ilgili olarak yayınlamış olduğu 3 sayıda, Gaziantep Milletvekillerinin, sanayici ve işadamlarının görüşlerine yer vermişti.

1990 Aralık sayımızda  “Gaziantep’in GAP’taki yeri nedir? Ne olmalıdır?” sorumuza cevap verenler arasında Gaziantep ve Türk sanayisinin efsane ismi Naci Topçuoğlu da vardı.

GSO'nun Kurucu Meclis Başkanı, sanayici iş adamı merhum Naci Topçuoğlu'nu vefatının 15. yıl dönümünde rahmetle anıyorum.

Merhum Naci Topçuoğlu anısına O’nunla yaptığım son röportajımı siz sayın okurlarımla paylaşmak istiyorum.

NACİ TOPÇUOĞLU:

“GAP BÖLGESİ İÇİN ÖZEL BİR KALKINMA PROJESİ UYGULANIRSA, GAZİANTEP BU PROJENİN DE LOKOMOTİFİ OLUR”

Röportaj: M. Erhan DURUKAN

“Sayın Topçuoğlu, Gaziantep’in GAP’taki yeri nedir? Ne olmalıdır?”

“Şimdi Gaziantep’i GAP’ın dışına çıkartamazsınız. Coğrafi yapısı itibariyle GAP Bölgesi sınırları içerisindedir. Teşvik verseler de, teşvik vermeseler de burada…

Ancak burada bir bilgi birikimi, bir müteşebbis ruh hâkim. GAP’ı kurtaracak olan, GAP’ın altyapısına harcanan paranın, emeğin neticesini Gaziantepli müteşebbis ekonomiye kazandırabilir. Dolayısı il, Gaziantep’i GAP’ın dışarısına çıkartamayacağınıza göre, GAP Bölgesi için ÖZEL BİR KALKINMA PROJESİ geliştirilmelidir. Madem Gaziantep’i GERİCE YÖRE statüsüne alamıyorsunuz, ‘siz kalkınmışsınız’ diyorsunuz, ilçe bazında da teşvik veremiyorsunuz -çünkü il merkezinin dışında Gaziantep’te bütün ilçeler, 1. Derecede ve 2. Derecede öncelikli yöre statüsü kullanan illerin sınırları olan ilçedir- Kilis ve Nizip ilçelerimizde kurulacak olan, daha doğrusu kurulması tasarlanan Organize Sanayi Bölgeleri de ilerisi için yeterli olmayacağına göre, ancak GAP Bölgesi için özel bir kalkınma projesi uygulanırsa, Gaziantep bu projenin de lokomotifi olur. Ayrıca bütün GAP illerinde Organize Sanayi Bölgeleri kurmak, Küçük Sanayi Bölgeleri kurmak yanlış, kaynak israfından başka bir yere gitmez. Çünkü bir Kızıltepe’ye bakıyoruz; küçük sanayi sitelerinin yüzde 60’ı boş… Bir Silvan’a bakıyoruz, diğer illerdeki ve ilçelerdeki Küçük Sanayi Siteleri’ne bakıyoruz, gelişmemiş ve boş, yüzde 60’ı, yüzde 70’i boş… Bu kaynak israfıdır. Bunun yanında Gaziantep’te Küçük Sanayi Bölgesi’nde 2200 tane sıra var. Türkiye’nin en büyük Küçük Sanayi Geliştirme Merkezi… Zaten bir yerde Organize Sanayi Bölgeleri’nin gelişebilmesi için orta ölçekli ve büyük ölçekli sanayilerin geliştirilebilmesi için, küçük sanayinin gelişmiş olması şart. Bu Gaziantep’in yapısında mevcut. Gaziantep, Güneydoğu Anadolu Projesi’nin lokomotifidir, tekerine çomak sokulmazsa… Ve GAP dışına atmak için ne kadar gayret gösterilirse gösterilsin, atılamayacağına göre teşvik verilmelidir. Kalkınma Projeleri yapılmalıdır ve bu projeler de uygulanmalıdır.

Ayrıca, mesela Şanlıurfa’ya bakıyorsunuz, orada bir Organize Sanayi Bölgesi kurulması isteniyor veya başka bir ilimizde, başka bir Organize Sanayi Bölgesi kurulması isteniyor. Zaten buraları, Çukurova’da olduğu gibi tarım arazilerini de birer sanayi işletmesi gibi görmek gerekir. Yani illâ her şey makine sanayi ve Gaziantep’teki gibi bilmem bir tekstil fabrikası kurmak, makarna fabrikası kurmak veya bir metal sanayi kurmak demek değildir. Şimdi topraktan zaten bir verim elde edemiyorsunuz. Bu toprağı bu şekilde değerlendiriyorsunuz, ekonomiye kazandırıyorsunuz. Ama arazisini, üretim yapan bir sanayi kolunu kapatıp da, ben burada metal sanayini kuracağım, plastik sanayini kuracağım fikri yanlış. Ancak şu olabilir; oradaki tarım sanayinin ihtiyacı olan tarım aletleri ve onun girdilerinin, tarım sanayinin girdilerinin sanayi kurulabilir.

Netice olarak GAP Bölgesi’nde bir mastır plân yapılır da, burada her ilin, her bölgenin kabiliyetine göre, bünyesine göre bir plân yapılır da yönlendirilirse bu, atıl yatırımları, mükerrer yatırımları ve kaynak israfını önler. Buna çok önem vermeliyiz.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HKÜ'lü milli sporculardan yüzmede çifte başarı

Milli sporculara verdiği burslar ile sportif başarıları olan öğrencilerine kapılarını açarak nitelikli eğitim almalarını sağlayan Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ), üniversitelerarası spor müsabakalarında da önemli başarılar elde ediyor.

Ankara'da düzenlenen Üniversitelerarası Türkiye Yüzme Şampiyonası'nda HKÜ Meslek Yüksekokulu, Adalet Bölümü birinci sınıf öğrencisi Kaan Kara 50 metre kurbağalamada Türkiye birincisi, 100 metre ve 200 metre kurbağalamada ise Türkiye ikincisi olurken, HKÜ Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü birinci sınıf öğrencisi Barış Şahin ise 200 metre sırtüstünde birinci, 100 metre sırtüstünde ise dördüncü olarak önemli başarılara imza attılar.

"Sporu ve sporcuyu destekliyoruz"

Öğrencilerinin elde etmiş olduğu bu sportif başarıların kendilerini gururlandırdığını belirten HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, “Sporun, öğrencilerimizin kariyer gelişimlerini hızlandırıcı bir katkı sunduğuna inanıyoruz. Birçok alanda olduğu gibi sporun her alanında da öğrencilerimizi teşvik ediyor ve destek veriyoruz. Sporu ve sporcuyu destekliyoruz. Milli sporcularımıza burs veriyor ve önlerini açmaya çalışıyoruz. Bu imkânlardan faydalanan öğrencilerimiz, Kaan Kara ve Barış Şahin'in elde ettiği dereceler gibi önemli başarılara da imza atıyor. Öğrencilerimizi gönülden tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” dedi.

Dünya şampiyonluğu da var

Milli takımda da görev alan ve daha önce Fransa'da düzenlenen Yüzme Dünya Şampiyonasında 50 metre kurbağalamada Dünya birincisi olan, açık yaş Türkiye rekortmeni Kaan Kara, “Milli bir sporcu olarak üniversitemi temsil ettiğim şampiyonadan madalyalarla döndüm. Bu aldığım madalyalar Gaziantep tarihindeki yüzme kategorisindeki ilk alınan Ünilig madalyası olma özelliğini taşımaktadır. Dolayısıyla hem üniversitemi hem şehrimi, aldığım madalyalarla elimden geldiği kadar temsil etmeye çalıştım” diye konuştu.

"Desteği hep hissettim"

İki önemli derece elden Barış Şahin ise, “Üniversitelerarası düzenlenen şampiyonada başarılı olmak beni çok mutlu etti. Yapabileceğime inandım ve onların desteğini hep hissettim. Bu duygu ve düşüncelerle her zaman yanımda olan üniversiteme ve aileme teşekkür ediyorum. İlerleyen yıllarda daha büyük başarıları elde etmek için çalışmalarımı durmaksızın devam ettireceğimi özellikle belirtmek istiyorum” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Scroll to Top